AHV 21’in vaat ettiği yeni bir şey yok

Büyük işçi direnişleri ve halkın yaygın katılımı ile verilen mücadeleler sonucunda elde edilen emeklik fonları üzerine çalınan davul bir türlü susmuyor. Reform adı altında defalarca revizyona götürülen AHV, BVG- yaşlılık sigortası ve emekli sandığı yasalarında ‘yeni’ düzenlemeler, AHV 21 ile vitrine çıkarıldı. Kadınlarda emeklilik yaşı tabanını 65’e yükselten, emekliye ayrılmayı da 62 ve 70 yaşları arasında esnek hale getiren, AHV 21 düzenlemesiyle katma değer vergisinde de %0,7’lik bir atış ön görülüyor.

2030’a kadar fonlarda para kalmayacak yaygarası

AHV 21’in öncülü olan emeklilik reformu 2020 paketi 2017 yılında halk oylamasına sunulmuştu. Bu oylamada reform paketi ret edildi. Altersvorsorge 2020 paketi, AHV 21 revizyonu ile hemen hemen aynı değişiklikleri içermesine rağmen, 2017 oylamasından hemen sonra hazırlanarak 2019 yılının temmuz ayında da federal konsey tarafından vizyona yeni paketmiş gibi sunulması ise sadece cilalamaya yönelik. Yaklaşık 2,6 milyon emeklinin maaşlarını aldığı AHV sigortasının 2030 yılına kadar 3,6 milyon olacak emeklinin maaşlarını finanse edemeyeceği, bunun içinse ek bütçeye ihtiyaç duyulduğu bilinir bir gerçek olmakla birlikte, sunulan çözümler sermaye ve patronların tezgâhından geçerek ileri sürülüyor. 52 milyarlık ek bütçe sağlanabilmesi için kadın erkek tüm emekçilerin daha uzun süre çalışmasını daha az maaş almasını dayatan yeni yasal düzenlemeler, tüketim vergisinin arttırılması ile de halkı söğüşleyerek kaynak yaratmanın taşlarını döşüyor.

50 yaş üstü işsizlik oranı en fazla

Kadınlarda emeklilik yaşının 65’e yükseltilmesi merdivenin ilk basamağı ve genel olarak emeklilik yaşının 67’ye çıkarılma planları olduğu da biliniyor. Ancak işsizlik rakamları da başka bir gerçeğe işaret ediyor. Yaş ilerledikçe ödenen sigorta primlerinin artması, patronların çok istediği bir durum değil ve genelde de bu yaş grubu işten çıkarılan ilk grup oluyor. Keza 50 yaş üstü işsizlerin yeniden bir iş bulmaları ise son derece zor oluyor. Yüzde 3’lerin üzerinde gezen güncel işsizlik rakamlarının ağırlıklı kısmını da gençler ve 50 yaş üstü grup oluşturuyor. Hal böyle olunca da 65 yaşı baz alındığında, hem yoksulluğun hem de ağır çalışma koşullarının yaş ilerledikçe emekçileri bekleyen bir kıskaç olduğu daha da belirginlik kazanıyor.

İsviçre Sendikalar Birliği’nden yeni bir inisiyatif

2017’ de yapılan oylamadan önce AHVplus inisiyatifi ile 2020 revizyonunun önünü kesmeye çalışan SGB, bu defa da yine benzer bir taktik izliyor. Tüm emeklilere yüzde 10’luk bir maaş artışı talep eden inisiyatif, 2016 yılında ret edilmişti. Aynı şekilde SGB şimdi de tüm emeklilere 13. Maaş ödenmesini öngören, 13. AHV-Rente inisiyatifi için imza topluyor.

Çalışma süreleri düşürülmeli

Bir taraftan halktan, çalışanlardan kesilen ödentilerle oluşturulan fonlar, sermaye sahiplerinin, patronların ihtiyaçlarına göre peşkeş çekilirken, diğer taraftan da fonlarda birikim yok propagandası, sömürü cenderesinin daha da sıkılmasının aracı yapılıyor. Avrupa’nın en uzun çalışma süresine sahip ülkelerinden biri olan İsviçre’de, haftalık ortalama 42,5 olan çalışma süresi düşürülerek, işsizlerin de rahatlıkla istihdam edileceği iş alanları açılabileceği gibi, sosyal kesintilerdeki işveren payı da yükseltilerek bütçe de oluştuğu iddia edilen açığın kapatılması pekâlâ olanaklı.