Dövizle emeklilik skandalının sorumlusu hükümettir

Son bir haftadır basında yer alan haberlere bakılırsa, yurtdışında yaşayan ve prim ödeyerek Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) üzerinden emekli olan vatandaşları büyük bir skandal bekliyor. Farklı rakamlar telaffuz edilmekle birlikte, yurtdışında yaşayan ve Türkiye’de emeklilik hakkı kazanan yüzbinlerce kişinin emekliklerinin iptal edileceği ve geriye dönük 10 yıldır ödenen emekli maaş ve ikramiyelerin faiziyle birlikte geri talep edileceği ileri sürülüyor.

Daha önce çeşitli partilerin iktidarda olduğu dönemlerde de yurtdışında yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin birikimlerini Türkiye’ye çekmek için değişik düzenlemeler yapılmıştı. Bu çerçevede bir kısım Türkiye kökenli vatandaş da tasarruflarını Türkiye’ye aktarmıştı. Sonra da çeşitli biçimlerde bu birikimlere hükumetlerin doğrudan veya dolaylı destek vermesiyle el konuldu.

Kısa bir süre önce ise AKP tarafından meclisten çıkarılan bir yasayla “kâr ortaklığı” adı altında yüzbinlerce insandan milyarlarca avro toplayan “yeşil sermaye” holdingleri de aklandı. Holdinglere karşı hak aramanın önü çıkarılan yasayla kapatıldı.

Şimdi AKP, emekçilerin yıllarca biriktirdikleri tasarruflarını veya banka kredileriyle istenen sigorta primlerini ödeyerek emekli olmaya hak kazanan ve yılladır maaş alan vatandaşları mağdur ediyor. Buna gerekçe olarak da emekli bilfiil Türkiye’de çalışmadıkları gösteriliyor. Ancak yıllardır süren ve bizzat bu hükümet tarafından teşvik edilen, yolu açılan fiili durumu, şimdi iş hukuku öne sürerek iptal edilmesi kesinlikle kabul edilmez.

Bugün Türkiye’de emekliği arayanların istisnalar dışında çoğu Almanya ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde uzun yıllar düşük ücretle çalışan ya da hiç çalışamayan insanlardır. Zor koşullarda yaptıkları birikimleri ödeyerek, emeklilik hakkı kazanan bu insanların birikimlerine. AKP iktidarı ödenen maaşları geri alarak milyarlarca liraya el koymayı hedefliyor.

Açıktır ki; bu büyük skandalın asıl sorumlusu daha fazla döviz getirme peşinde olan hükümettir. Bu nedenle sıradan insanları şartları yerine getirmedikleri gerekçesiyle “sahtekar” ilan etmek insafsızlıktır.

Emeklilere yönelik bu saldırıdan büyük mağduriyetin çıkacağı aşikardır. Hükümet derhal bu uygulamayı durdurmalı ve verilen haklar korunmalıdır. Bunun için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Aslolan herkesin yaşadığı ülkede insanca yaşama ve emekli olma koşullarına sahip olmasıdır. Yaşlılıkta yoksulluğun değil, insanca bir yaşamın sağlanabilmesi için Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde emeklilik koşullarının, ikinci bir emekliliğe ihtiyaç duyulmayacak şekilde düzeltilmesi kaçınılmaz bir hal almıştır. Düşük ücretli işlerde çalışan ya da az maaşla geçinen insanların emekliliğinin güvence altına alınması asıl olarak çalıştıkları ülkelerin görevidir. Bu nedenle yaşlılıkta yoksulluğa çözüm, Türkiye’de emeklilik değil, yaşadığımız ülkelerde bu hakların kazanılması için birlikte mücadele ile sağlanabilir.